İstanbul Boğazı kale ve tabyaları: Bahr-i Siyah / Karadeniz

Stok Kodu:
9786059506892
Boyut:
19x27 cm
Sayfa Sayısı:
206
Basım Yeri:
İstanbul
Basım Tarihi:
2019
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Kuşe
Dili:
Türkçe
Kategori:
850,00TL
KARGO BEDAVA
Aynı gün kargo
9786059506892
362388
İstanbul Boğazı kale ve tabyaları: Bahr-i Siyah / Karadeniz
İstanbul Boğazı kale ve tabyaları: Bahr-i Siyah / Karadeniz
850.00

Osmanlı Arşiv belgelerinde "Bahr-i Siyah (Karadeniz) Boğazı” olarak adlandırılan doğa harikası muhteşem suyolu günümüzde İstanbul Boğazı olarak adlandırılmaktadır. Bu bağlamda karışıklığa yol açmamak amacıyla kitabımızın adı “İstanbul Boğazı Kale ve Tabyaları” olarak belirlenmiştir.
İstanbul Boğazının savunma sisteminin Anadolu Hisarı ve Rumeli Hisarından ibaret olmadığı, kuzeyde özellikle 18. yüzyılda yoğunlaşarak bir dizi savunma yapısının inşa edilmiş olduğu sınırlı sayıda da olsa çeşitli yayınlarda dile getirilmektedir. Geçmişi Bizans Dönemine kadar uzanan Yoros ve Şile Kalesi gibi yapıların dışında, 1624 yılındaki Kazak akanlarından başlayarak İstanbul’un savunması için dönem dönem yeni binaların inşa edildiği, eskilerinin gelişen teknolojilere göre yeniden düzenlendikleri bilinmektedir.
II. Abdülhamit Döneminde bir kısmı yeniden ele alman bu yapıların sonraki dönemde çok fazla dikkate alınmadıkları, İkinci Dünya Savaşı sürecinde kullanımlarına önem verildiyse de sonrasında hepten ihmal edildikleri anlaşılmaktadır.

Osmanlı Arşiv belgelerinde "Bahr-i Siyah (Karadeniz) Boğazı” olarak adlandırılan doğa harikası muhteşem suyolu günümüzde İstanbul Boğazı olarak adlandırılmaktadır. Bu bağlamda karışıklığa yol açmamak amacıyla kitabımızın adı “İstanbul Boğazı Kale ve Tabyaları” olarak belirlenmiştir.
İstanbul Boğazının savunma sisteminin Anadolu Hisarı ve Rumeli Hisarından ibaret olmadığı, kuzeyde özellikle 18. yüzyılda yoğunlaşarak bir dizi savunma yapısının inşa edilmiş olduğu sınırlı sayıda da olsa çeşitli yayınlarda dile getirilmektedir. Geçmişi Bizans Dönemine kadar uzanan Yoros ve Şile Kalesi gibi yapıların dışında, 1624 yılındaki Kazak akanlarından başlayarak İstanbul’un savunması için dönem dönem yeni binaların inşa edildiği, eskilerinin gelişen teknolojilere göre yeniden düzenlendikleri bilinmektedir.
II. Abdülhamit Döneminde bir kısmı yeniden ele alman bu yapıların sonraki dönemde çok fazla dikkate alınmadıkları, İkinci Dünya Savaşı sürecinde kullanımlarına önem verildiyse de sonrasında hepten ihmal edildikleri anlaşılmaktadır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat